Selanik'te yayınlanan "Genç Kalemler" dergisindeki yazılarıyla ünlendi. Derginin ikinci dizisinin ilk sayısında Nisan 1911'de yayınlanan "Yeni Lisan" başlıklı yazısı "Milli Edebiyat" akımının başlangıç bildirgesidir.
Yazılarında, yalın, halkın konuştuğu ve anladığı bir dil kullanmak gerektiğini savundu. Türkçe'nin kendi kurallarına uygun yazılmasını, Arapça ve Farsça sözcüklerden arındırılmasını istedi. Milli Edebiyat akımının öncülüğünü Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntem'le birlikte sürdürdü.
1'inci Dünya Savaşı yıllarında "Yeni Mecmua"da yayınlanan öyküleriyle ününü iyice yaygınlaştırdı. Öykülerini kişisel deneyimlerine, tarihsel olaylara ve halk geleneklerine dayandırdı. Günlük konuşma dilini kullanması, öykülerine canlı ve etkileyici bir özellik verdi. Çok değişik konular işledi. Bunları anlatırken yergiye, polemiğe, komik durumlara ve toplumsal yorumlara da yer verdi.
Ömer Seyfettin, olay ya da Maupassant tarzı öykücülüğün kurucu ismidir. Öykülerinde büyük oranda realizm etkisinde olduğu görülmektedir. Öykülerindeki kahramanlar için çok yönlü ve derin bir psikolojik çözümleme yapmamıştır. Öykülerinde anlatımı daha etkili kılmak için efsanelerden, atasözlerinden, deyimlerden ve halk hikayelerinden sık sık faydalanır. Öyküleri genellikle sürpriz bir sonla bitmektedir.
Ölümünden sonra 1926'da öykülerini önce Ali Canip Yöntem derledi. Ardından Ahmet Halit Kitabevi 1936'da bir derleme yaptı. 1950'den sonra Şerif Hulusi, öykülerini yeniden gözden geçirip 10 cilt halinde yayınladı. Rafet Zaimler Yayınevi 1962'de 30 öykü daha ekleyerek 11 ciltlik bir külliyat halinde yayınladı. Son olarak Bilgi Yayınevi, "Bütün Eserleri" adıyla tüm öykülerini 16 kitapta topladı. Kahramanlar, Bomba, Yüksek Ökçeler, Yüzakı, Yalnız Efe, Falaka, Aşk Dalgası, Beyaz Lale, Gizli Mabet bu dizideki öykü kitaplarından bir bölümü.
İnceleme kitaplarında "Tarhan", "Ayın Sin" rumuzlarını kullandı.
Eserlerine İlişkin Değerlendirmeler
Bahar ve Kelebekler: Genç Kalemler’de yayımlanan öykülerinden biridir. Yeni Lisân makalesinde ortaya koyduğu hususları örnekleyen kullanımlar içermesi açısından önemlidir. Yani “yeni lisan” konusunda dile getirdiği teorinin pratiğe dönüşmüş halidir.
At: 1908'de yayımlanmıştır. Ömer Seyfettin öykücülüğünün ana hususları ihtiva eden karakteristik metinlerden biridir.
Ömer Seyfettin'in öykülerindeki ana hususlar:
- Yirminci yüzyılda yaşama şuuru ve gerçekçilik
- Mazi ve kahramanlık hasreti
- Duru bir Türkçe
- Buruk bir mizah
Tarihî hikâyeler
Peçevi Tarihi başta olmak üzere Ömer Seyfettin bir dizi konusunu tarihten alan hikâye yazmıştır. Bu hikâyelerin amacı, Türk devletinin güçlü yönlerini öne çıkarmaktır. Devlet adamları, askerler bu öykülerin ana kadrosunu oluşturmaktadır.
- Başını Vermeyen Şehit.
- Kütük
- Vire
- Ferman
- Kızılelma Neresi?
- Pembe İncili Kaftan
Balkanları iyi bilen Ömer Seyfettin, bir kısmı da kendi başından geçen hikâyeler kaleme almıştır. Ömer Seyfettin, Balkan Savaşı sırasında orduya çağrılmış, o günlerde kısa kısa yazdığı günlükleriyle o günlerin iç burkan acı şartlarını ortaya koymuştur. En acı olayları; keskin ve kısa ifadelerle anlatan bu rûz-nâme, Balkan Savaşı hakkındaki önemli belgelerden biridir. Yunanlılara esir düşen Ömer Seyfettin, Nafliyon kasabasında 10 ay kadar kalmış ve 15 Kasım 1913’te esaretten kurtulmuştur.
- Bomba
- Beyaz Lale
- Nakarat
- Hürriyet Bayrakları
- Çanakkale’den Sonra
- Mefkûre
- Aleko Bir Çocuk
- Kaç Yerinden
- İlk Namaz
- Anda
- Kaşağı
- Falaka
- Kurumuş Ağaçlar
- Herkesin İçtiği Su
- Üç Nasihat
- Primo Türk Çocuğu
- Ashab-ı Kehfimiz
Ömer Seyfettin’in Efruz Bey ve Ashab-ı Kehfimiz adlı eserleri kimi kaynaklarda roman, kimi kaynaklarda ise uzun hikâye olarak adlandırılmaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre bu eserler Batı edebiyatında örnekleri görülen novella bağlamında değerlendirilmelidir.
- Ömer Seyfettin bizzat kendisi Ashab-ı Kehfimiz için “İçtimaî bir roman” değerlendirmesini yapmıştır.
- “Ashab-ı Kehfimiz” ve “Hürriyet Bayrakları” adlı eserler, Osmanlıcılık ideolojisinin iflas ettiği ana fikrine dayanmaktadır.
- Ömer Seyfettin kendi edebiyat dünyasını değerlendirdiği bir yazısında gerçekçiliği Baha Tevfik’ten; sade dili ise Maupassant ve Türkçü Necip'ten öğrendiğini dile getirmiştir.
Ömer Seyfettin Efruz Bey tipiyle, 1910-1918 arasında ülkenin düşünce ve siyaset alanında öne çıkan, biraz gösteriş budalası, yarı aydın ve kendilerini soylu sanan birtakım tanınmış kişileri karikatürize etmiştir.
Diğer Eserleri
Şiir: Ömer Seyfeddin’in Şiirleri
Oyun: Mahcupluk İmtihanı
Çeviri: İlyada ve Odyseissa (Tam bir çeviri değildir!)
Ömer Seyfettin'in Eserleri
ŞİİR:
- Ömer Seyfettin'in Şiirleri (1972, Fevziye Abdullah Tansel derlemesi)
- Ashâb-ı Kehfimiz (1918)
- Efruz Bey (1919)
- Yalnız Efe (1919, 1988)
- Harem (1918)
- Yüksek Ökçeler (1922, 1988)
- Gizli Mabed (1923, 1988)
- Beyaz Lale (1938)
- Asilzâdeler (1938)
- İlk Düşen Ak (1938, 1980)
- Mahçupluk İmtihanı (1938, 1982 bir oyun da içerir)
- Dalga (1943, 1952)
- Nokta (1956)
- Tarih Ezelî Bir Tekerrürdür (1958)
- Milli Tecrübelerden Çıkarılmış Ameli Siyaset (1912)
- Yarınki Turan Devleti (1914)
- Türklük Mefkuresi (1914)
- Türklük Ülküsü (ilk 3 kitap birarada ölümünden sonra, 1975)