Bayram Gelmiş Neyime / Arakan
Mehmet BILDIRCIN / Bayram ve Arakan Üzerine...
Bizim Türkülerimiz bizi anlatır.
Mazlumu anlatır, gerçeği anlatır.
Söylemle ifade edilemeyenlerin, söyleyerek ifade edilmesine vesiledir.
İşte bir Türkü;
Bayram gelmiş neyime,
Kan damlar yüreğime,
Yaralarım sızlıyor
Doktor benim neyime…
İslam âlemine yine bayram geldi. Bayram geldi acı geldi. Zalimin illeti bir kez daha bayramı ümmetin kursağına dizdi. Hak dinin ümmetine armağanı olan bu kutlu günü, kâfir bir kez daha kan kırmızıya buladı.
Oysa akması gereken kan; Sadece Allah’ın İsmail’i kurtarıp İbrahim’e armağan ettiği adanmış kurbanların, Hak yoluna akıtılan kanları olmalıydı. Fakat Nemrut’un torunları, Firavun’un aveneleri yine boş durmadı. Bayramın geleneksel takvimine kafa tutarcasına yine oluk oluk Müslüman kanı akıtıldı.
Adres bu kez Arakan’dı.
Her bayram öncesi adres değişse de, kanı akan aynı Müslüman, kanı akıtan aynı kâfirdi. Bakmayın siz onların Hıristiyan, Yahudi ya da Budist kılıfları altına saklanmalarına. Kirli ve kahpe zihniyetler hep aynıydı.
Bilinen ancak bilinmeyen bir dindi artık onlarınki. Zalimlik dini. Müslüman’ın kurbanı helal kılınmış hayvan, onların kurbanı ise Müslüman’dı.
Yahudi Filistin’de, Hıristiyan Ortadoğu’da, Budist Arakan’da, Komünist ise Doğu Türkistan’da her bayram öncesi aynı çığırtkanlığı ve kahpeliği sergiliyordu. Bunun adı artık belliydi. Müslüman’ın bayramından önceye almışlardı takvim yapraklarını. Bilinmeyen yeni zalimlik dininin bayramı, Müslüman’ın bayramından hemen önceydi. Onların bayramı Müslüman’ı perişan etmeye dayanıyordu. Bayramını zehir etmeyi amaçlıyor, oluk oluk Müslüman kanı dökmek üzerine kuruluyordu.
Peki, bu işin bir çaresi yok muydu?
Dualar tek başına yeterli miydi?
Elbette önce Allah’tan dilemek haktı. Lakin Rasûlullah “Müslüman’ın Müslüman üzerinde hakkı vardır” diyerek bu dünyada Müslüman’ı Müslüman’a emanet etmemiş miydi?”
Diller lal oldukça, Devlet çıkarları ticaret denen illete mahkûm kaldıkça ne yazık ki Rasûlullah’ın emaneti kimsesiz kalacaktı. Hamdolsun ki, kimsesizlerin kimsesi Allah var. Elbet bir Musa çıkaracak ve o Musa bu zalimlik dinini imha edecek. Kâfiri durduracak, mazlumun acısını dindirecek.
Belki de Musa beklemeye gerek yoktur. Belki de her Müslüman bir Musa adayıdır. Kim bilir? Tek temenni üzerimizdeki ölü toprağından silkinmek ve gaflet uykusundan uyanmak.
Bak yine bayram geldi…
Bayram gelmiş neyime,
Kan damlar yüreğime,
Yaralarım sızlıyor,
Doktor benim neyime…
İşte Arakan’ın vaziyeti bu vaziyettir. Doktoru da zaten yoktur…
Not: Yazının manşet fotosunda kullanılan gazete kupürü görsel destek amaçlı kullanılmıştır. Sitemiz ve yazar ile alakası yoktur.