Yazı/YORUM: Mehmet BILDIRCIN / Türkiyeclass.net
Birçok haber vardır, muhabirleri o haberleri ülke gündemine taşır. Söz konusu haber tüm ülkenin dilindeyken, o haberi vitrine çıkaran basın emekçisinden çok az kişi bahseder. İşte bu denklem haberin reytingi ile muhabirin reytinginin adaletsiz ölçüde kaldığını gösterir. Haber yükseklerdeyken, o haberin emekçisine verilen hak, çok enginlerde kalır.
İşte bu tür durumlarda, "Sezar'ın hakkı Sezar'a" diyenler çıkar meydana. Ve o emekçinin hakkı bir nebze olsun iade edilir. Basın sektöründe işler böyledir. Bu hak iadesi, o emekçiyi kariyer noktasında gururlandıran olaylar serüveninden biri olarak hafızalara kazınır.
Cesar'ın hakkını iade noktasında, nagivasyon Karabük'te. Genç bir haberci. Tam 8 yılını Eskişehir Anadolu Üniversitesi yollarında ve sıralarında vatana ve millete hayırlı bir birey olmak için harcamış. Bu kadar zaman zarfına ve bu 8 yıllık süreçte kurduğu ikili ilişkilere, katıldığı ulusal ve uluslararası programlara, yaptığı üst seviye ziyaretlere, kurduğu mükemmel dostluklara rağmen, O'nu çok iyi tanıyan hocaları ve dostlarınca "Türkiye'nin En İyilerinden Birisi" olacak telaffuzunun ardından ulusal bazdaki ilk görüşmeler umut verici olsa da, yarıda kalmış ve kariyerine doğduğu şehrin yerel medyasında başlamış.
Aslında kapasite olarak hem Üniversite hocalarının hem de sektördeki dostlarının bu gerçekçi iltifatları yersiz değil. Henüz çok genç. Ve bu ışığı görenler, kendi alanlarında önemli isimler.
8 yıllık Basın Yayın bölümü virajı ve arzuya dayalı yetenek ikilisi ilk etapta mükemmel bir kariyer başlangıcına gebe gibi görünebilir. Lakin sağlam temeller üzerine kurulmamış binaların, ilk depremde yıkıldığı gerçeği var bu hayatta. Temel sağlam olmalı. Temel sağlam olmalı ki, vitrin işe yaramalı.
Bu kadar pozitif donelere rağmen yerel basında kariyere başlamak bir kayıp mıdır? Kesinlikle hayır! Tam aksine, yerelden ulusala sıçrayış olayı; masalsı kahramanlıkları anlatan bir roman değil, gerçek kahramanları anlatan bir tarih kitabına benzer.
Bu genç basın emekçisinin hikayesini buraya taşımamdaki sebep de Sezar'ın hakkı Sezar'a olayıdır.
Bu gencin hayata bakış ideolojisi aslında gerçek hayatın tam kendisi. O'nun sloganı İMKANLAR DAHİLİNDE! Çektiği ilk belgeselin adı da buydu. Sosyal medyada yaptığı video programının sloganı da buydu. Bir de şu sözü var, en sevdiğimden... "Ağabey, Galatasaray'ı herkes şampiyon yapar. Bizim gayemiz Anadolu'dan şampiyon çıkarmak." Bu sözü futbol olarak algılamayın, yaşam felsefesi üzerine söylediği bir söylem. İşte bu felsefe, işte bu slogan, işte bu geçmiş ve işte bu hayata bakış açısı bu genç basın emekçisini, övgüye nail olduğu noktaya taşıyacak.
Hem Yunus Emre bile Yunus iken, Tapduk'un dergahına girip gerekli ilmi ve tecrübeyi alma tevazusunda bulunmuşken, bizler nasıl olur da pişmeden yanmak isteriz.
Ahmet Haşim'in dediği gibi "Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden"
Ondan sonra Yunus gibi diyebileceksin; "Hamdım piştim, yandım!"
Bu yazımda bahsettiğimiz genç basın emekçisi Fatih Ünlü. Onun hikayesini az çok anladınız yukarıda yazdığım kadarıyla. Onu telaşlandırıp okuldan çıkar çıkmaz TRT, ATV, NTV, Kanal D gibi dev medya kuruluşlarının kapısına salanlar da okumalı yukarıda yazdıklarımı. Sudan çıkmış balığa yapılır mı bu işkence? Önce Ahmet Haşim gibi ağır ağır çıkacak merdivenleri, Sonra Yunus gibi diyecek o sözleri.
Bu sadece Fatih Ünlü için değil, tüm gençlerimiz için geçerli.
Lütfen evlatlarınıza, öğrencilerinize, gençlerimize aciliyetli baskılar yaparak, onları hayal kırıklığına uğratmayın... Emin adımlarla yürüsünler yetenekli ve arzulu oldukları ışıklı yolları...
Fatih Ünlü'yü köşemde kaleme almamda bugün ulusal medyada okuduğum bir haber ve ardından onun ismini görmem vesile oldu. Karabük'teki genç bir basın emekçisi geçmişte Türkiye'de futbol oynamış yabancı bir futbolcunun kötü bir hastalığa yakalandığını duyuruyor. Ve Karabük'teki bu ses tüm Türkiye'den duyuluyor. Yerel medyadaki genç Fatih Ünlü'nün ismini Ulusal haber sitelerinde okuyorum. Hatta o haber Türkiye'nin Devlet Medyası TRT'de en çok okunan haberler arasında yer alıyor...
İşte Ahmet Haşim'in demek istediği tam da bu.
Yunus'un sözlerine bu yoldan yürümek...
Başarılar Fatih Ünlü.
Gerçekten sen "Türkiye'nin En İyilerinden Birisi" olacaksın.
Yolun açık olsun...
